the lighthouse

1890'lı yıllarda bir adada bulunan deniz fenerinin bekçiliğini yapan iki adamın yaşadıklarını anlatan 2019 yapımı film. başrollerde robert pattinson ve willem dafoe var. öncelikle ben filmi sinematografik açıdan çok rahatsız edici buldum. ekran boyutu, siyah beyaz çekilmiş olması, müzikleri, müziklerindeki nüanslar, gıcırtı ve takırtılar, bazı sahnelerdeki kamera açıları. bunların hepsi garip bir izlenim bıraktı. diğer filmlerini izlemedim ama birkaç tanesini incelediğimde yönetmen robert eggers'in tarzı buymuş gibi duruyor. filmin içeriği de rahatsız ediciydi. rahatsız edici söz öbeğini kötü anlamda kullanmıyorum bu arada. filme farklı bir hava katmasının tüm sebebi o rahatsız ediciliği diyebiliriz. filmin ilk yarısı ağır tempoyla ilerliyor. ikinci perdeye hazırlayıcı cümleler ve detaylar içeriyor daha çok. ikinci yarısında da işler ilginçleşiyor ve daha hareketli sahneler görüyoruz. filmin neredeyse sonuna kadar kimin haklı olduğunu anlamak güç oluyor doğrusu. robert pattinson ve willem dafoe harika oynamış bu arada. oyunculuk dersi vermiş her ikisi de. farklı bir deneyim yaşamak ve iyi oyunculuk izlemek için izlenebilir. izlemezseniz de çok bir şey kaçıracağınızı düşünmüyorum.

2019 yapımı, robert pattinson ve willem dafoe'nun oyunculuk yönünden devleştiği, senaryosu ve yönetmenliği ise robert eggers'e ait film. konu olarak; bir deniz fenerinde çalışan yaşlı bir adamla genç bir delikanlının iktidar mücadelesi anlatılmakta. aslında, bu filme dair o kadar çok şey söylenilebilir ki ben yine de öncelikle şunu söyleyeyim; torino atı'yla birlikte şimdiye dek izlerken deli gibi yorulduğum, anlamaya çalıştığım ve izledikten sonra üzerine bir dünya okuma yaptığım nadir filmlerden oldu bu film. çünkü proteus'tan tut, prometheus'a varana kadar bir dünya göndermenin olduğu bu film bir dünya fallik objeyle süslü. hatta şöyle diyeyim; toplumdan tamamen azade iki erkeğin bir penis içerisinde sıkışmışlığı ve o sıkışmışlık esnasında erkekliklerine leke sürülmesin diye birbirilerinin dudaklarına yumulacakları an yumruk çektikleri garip bir film. değişik bir film. siyah beyaz çekilmesi ve gürültüsü filmi daha da değişik yapıyor. izlemesi inanılmaz zor bir film. ciddi manada sabır gerektiriyor. genel olarak bu tarz filmleri severim ama bu filmi izlemek çok zordu benim için. inanılmaz yorucu geldi bana. ancak oyunculuklar şaheser niteliğindeydi. kaba tabir olacak ama sanatsal film seven her izleyicinin bu filmi kesinlikle izlemesi gerekli. son olarak; robert pattinson'a neden tenet'te ve (bkz: the batman (film))'de başrol verildiğini bu filmi izleyenler çok iyi anlar.